16 Şubat 2008 Cumartesi

Anadolu İnançlarının Halk Hekimliğine Etkileri

Anadolu halk hekimliği uygulamalarında önemli rolü olan Anadolu inançlarının gerçekçi analizlerini yapabilmek için, konuyla ilgili kavramların iyi anlaşılması ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Bunlardan birincisi “ilkel düşünce” kavramıdır. Genel olarak eğitilmemiş olarak nitelendirilebilecek bu düşüncenin günümüzdeki uzantısı olarak “geleneksel düşünce”yi gösterebiliriz. Bu tür düşüncenin özellikleri şunlardır:

1- Genellikle kritikten yoksundur: Tıpkı çocukta olduğu gibi duygusal ve saf bir düşüncedir. Olaylar karşısında soğukkanlı olarak değerlendirmeler yapmak yerine ani tepki göstermek yaygındır.

2- Bir olayın ayrıntıları üzerinde yeterince durulmaz : Olay çok basite indirgenerek buna göre değerlendirmeler yapılmaya çalışılır.

3- Somutlaştırma ve kişileştirme eğilimi yaygındır: Doğa olaylarının nedeni, olağanüstü güçleri olduğuna inanılan varlıkların davranışlarına bağlanır. Bunun karşısındaki düşünce tepkiyle karşılanır.

4- Neden ve sonuç bağlantısı çoğunlukla çağrışımlara dayanır: Tesadüfler büyük önem taşır. Gelişmiş düşüncede de karşımıza çıkabilir. Olaylar bir bütün olarak ele alınır.

5- Özneldir: Çevre ve bu çevredekiler arzu, korku gibi duygusal tepkiler veya faydalarına göre algılanır.

6- Madde ve öz ayrılmaz: Olaylar birbirine bağlanıp, sonuca varılır.

İlkel veya geleneksel düşüncenin bu özellikleri, inançların temelini oluşturmakla birlikte, çeşitli sebepler de bu oluşumu etkilemektedir :

1-Psikolojik durum

2-Eşyanın özelliğini, doğa kanunlarını bilmemek

3-Geleceği bilmek arzusu

4-Korku

5-Cin, peri, dev inancı

Eski Türk tıbbında da hastalık telakkisi ilkel tıbbın temel özelliklerini taşır. Bu telakkiye göre hastalığın etiyolojisi (nedenbilim) :

a) İnsan ruhunun kötü ruhlar veya cinler tarafından çalınması, kaçırılması

b) İnsanın içine kötü ruh veya cin girmesidir. (ÇAVDAR 309) Yazının Tamamı >>

Halk Oyunları



Türkiye halk oyunları ile ilgili oldukça gelişmiş bir içerik. Konularına göre halk oyunları( örn: * Taklit Oyunları (hayvan-doğa).
* İnsan tabiat ilişkisini konu alan oyunlar.
* Yağmur, sis, akarsuyu konu alan oyunlar.
* Bitkileri konu alan halk oyunları.
* Rakamlarla ifade edilen oyunlar.
* İnsan hayvan ilişkilerini konu alan halk oyunları.
* Toplumsal olayları konu alan halk oyunları
* Kavgayı konu alan oyunlar
* Savaşı konu alan oyunlar
* Aşkı ve sevgiyi konu alan oyunlar
* Kızla erkeğin birbirine kur yapmasını konu alan oyunlar
* Askere uğurlamayı konu alan oyunlar
* Tarımı konu alan oyunlar, ekin biçimi konu alan oyunlar, ürünün zarar görmesini konu alan oyunlar.
* Meslekleri konu alan oyunlar, çobanlarla ilgili oyunlar, kadınların yapmış olduğu günlük işleri taklit ederek erkeklerin oynadığı oyunlar, ekmek yapımı inek sağılması gibi teşbih edilen oyunlar.
* Bir iş üretimi ile ilgili oyunlar ip eğirme gibi.),
türler, yöreler, halk oyunlarıyla ilgili kurumlar, linkler, hepsi şurada.

Türk Mutfağı Yemeklerinden Örnekler

13 Şubat 2008 Çarşamba

Sanal Dünyanın Köy Monografileri

Doç. Dr. Nebi ÖZDEMİR, Hacettepe Üniversitesi Türk Halkbilimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Bu çalışmada, halkbilimi ve teknoloji, özellikle de internet arasındaki ilişki incelenmektedir. Köy monografileri, bugün de halkbiliminin temel araştırma alanlarından biri olarak kabul edilmektedir.
Pek çok halkbilimci, köyler üzerine tezler hazırlamaya devam etmektedir. Yaşam, dolayısıyla sosyal
bilimler ve dehalkbilimi-kültür bilimi, çeşitli faktörlerin etkisiyle değişmektedir. Son dönemin baskın değişim dinamiklerinden biri de İnternettir. Bugün İnternette, çoğunluğu folklorcu olmayan meraklılarca oluşturulmuş köy siteleri bulunmaktadır. Bu incelemenin esasını, Ege Bölgesi(Denizli- Çivril)’ndeki köylerle ilgili siteler meydana getirmektedir. Pek çok gelenek ve yerel motifin tarihsel süreç içindeki durumları da dahil, rahatlıkla belirlendiği bu siteler, kültür araştırmacılarının yeni veri bankası/tabanı gibidir. Sürekli güncelleştirilen bu siteler,
aynı zamanda toplumun sanal belleğidir. Yaşam içinde kendini konumlandırma arayışındaki günümüz folklorcu ya da kültür bilimcisi, doğal olarak bu belleğin yaratıcısı ve yöneticisi durumundadır. Bu nedenle çağdaş kültür bilimcilerin,bu sanal köy sitelerini daha yakından incelemeleri gereklidir. Makalenin Tamamı >>

Türk Halk Hekimliği

TÜRK HALK HEKİMLİĞİNDE OCAKLIK GELENEĞİ VE SAFRANBOLU’DAKİ OCAKLAR
Eyüp AKMAN


Tıbbın gelişmediği çağlarda, insanların kendi özel çabalarıyla hastalıkları tedavi etme
yöntemi, halk hekimliği olarak kabul edilir. Halk, mevcut hastalığı tedavi için çeşitli
pratiklere başlangıçtan beri sürekli başvurmuştur. Bunlar, bitkilerden ilaç yapmak, yatırları
ziyaret etmek, muska yazmak veya bir ocaklıya görünmek şeklinde tezahür etmektedir.
Halk hekimliği uygulamalarını Türk edebî metinlerinde de görmekteyiz. Dede
Korkut Kitabı'nda Dirse Han'ın oğlu Boğaç'ın vurulmasından sonra, Boğaç’ın annesinin
yanına hızır gelir ve çocuğun yarasını sıvazlar, "dağ çiçeği ile ananın sütü yaranın
merhemidir" der ve ayrılır. Yine Salur Kazan'ın Evinin Yağmalandığı Hikaye'de,
Karacuk çoban kafirlerle savaşırken yaralanır ve kafirlerin leşinden ateş yakarak
keçesinden isli kül yapıp yarasına basarak tedavi olur. Görüldüğü gibi daha o yıllarda
halk kendi çaba ve yöntemleriyle hastalıkları tedavi etmeye çalışmıştır.
Günümüzde de tıbbın gelişmesine rağmen hâla eski alışkanlıklarını sürdüren,
hastalıklarını "atadan görme" şekliyle tedavi eden veya ettiren kesim azımsanmayacak kadar
fazladır. Bizim asıl konumuz halk hekimliğinin bir kolu olan ocaklardır. Fakat ocakları ele
almadan evvel onunla doğrudan ilgili olan ateş kültü kavramı üzerinde durmak gerekir.
Ateş kültü ile ilgili araştırmalarıyla tanınan Hikmet Tanyu, ateşin faziletleri
hakkında şu yorumu getirir: "Ateşin kötülükleri giderici, iyileştirici veya önleyici,
temizleyici olduğu ve canlılara şifa, sağlık, güç, kuvvet ve bereket, uğur kazandıran bir
yönüne inanç bulunmasından başka ürküten, tahrip eden, öldürücü, tahrip edici,
dolayısıyla cezalandırıcı bir kuvvete sahip oluşu da ona tazim edilmeye yol açmış, onda
insanüstü yüksek bir mahiyet ve karakter görülmüştür."

Ateşe bu kadar özellik atfedilmesinin sebebi nedir, başka bir ifadeyle ateşin kutsal
sayılmasının ana sebebi veya sebepleri nelerdir? makalenin Tamamı >>